Aile içi şiddet; bireyin fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik bütünlüğüne zarar veren her türlü davranış biçimini kapsamaktadır. Ne yazık ki toplumumuzda sıklıkla aile içi şiddet vakalarına rastlamaktayız. Oldukça önemli bir konu olması ile birlikte, konu ile ilgili olarak yargı yoluna da başvurmak elbette mümkündür.
Türk hukukunda bu konu hem 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hem de Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmiş ve ciddi yaptırımlara bağlanmıştır. 6284 sayılı Kanun, şiddet mağdurlarının korunması için hakim tarafından verilebilecek koruyucu ve önleyici tedbirleri düzenlemekte olup, failin evden uzaklaştırılması, mağdura yaklaşma yasağı getirilmesi ve iletişim araçlarıyla rahatsız etmesinin engellenmesi gibi kararların derhal uygulanmasına imkan tanımaktadır. Öte yandan, aile içi şiddet fiilleri Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmış olup, örneğin kasten yaralama suçunun aile bireylerine karşı işlenmesi halinde cezanın ağırlaştırılması öngörülmüştür. Bu kapsamda aile içi şiddet, mağdurun temel haklarını ihlal eden ve ciddi cezai yaptırımları bulunan bir fiil olarak düzenlenmiştir. Hukukumuz, mağduru korumak ve failin cezalandırılmasını sağlamak amacıyla geniş bir koruma mekanizması öngörmüş olup, bu yönüyle aile içi şiddete karşı hukuki güvence sağlamaktadır.

Aile İçi Şiddet Türleri Nelerdir?
Aile İçi Şiddet Türleri
Aile içi şiddet, yalnızca fiziksel saldırılardan ibaret olmayıp, mağdurun fiziksel, ruhsal, cinsel ve ekonomik bütünlüğünü ihlal eden çok yönlü bir olgudur. Hukukumuzda hem 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hem de Türk Ceza Kanunu çerçevesinde farklı şiddet türleri açık yahut dolaylı şekilde düzenlenmiş olup, aile içi şiddetin cezası yaptırımlara bağlanmıştır. Bu hususta şunu önemle belirtmek gerekir, kanun kapsamında şiddet; erkeğe karşı şiddetin cezası olacak şekilde bir ayrıma gitmemiştir. Örneğin kasten yaralama suçu, bir kadın tarafından erkeğe karşı işlendiği takdirde de TCK m.86 kapsamında cezalandırma gerçekleştirilecektir.
Şiddet türlerine bakıldığında;
1- Fiziksel Şiddet, mağdurun beden bütünlüğüne yönelen her türlü fiili kapsamaktadır. Tokat atmak, yumruklamak, tekmelemek, boğaz sıkmak, kesici alet ile saldırıda bulunmak gibi davranışlar kasten yaralama (TCK m. 86), eziyet (TCK m. 96) veya kasten öldürmeye teşebbüs (TCK m. 81) suçlarını oluşturabilmektedir. 2025 yılında ilk altı ay, toplanan verilere göre 336 kadın öldürülmüş olup kadınların %65 i evinde; %60’ı ise aile üyeleri tarafından öldürülmüştür. Aile bireylerine karşı işlenen bu fiiller, nitelikli hal olarak kabul edilmekte ve daha ağır yaptırımlara bağlanmaktadır.
2- Psikolojik Şiddet, mağdurun ruhsal bütünlüğünü ve kişilik değerlerini hedef alan davranışları kapsamaktadır. Sürekli aşağılama, tehdit, hakaret, izolasyona zorlama, baskı ve korku yaratma gibi fiiller bu şiddet türü içinde değerlendirilmektedir. Sık aldığımız sorulardan biri de kadına karşı psikolojik şiddetin, sözlü şiddetin cezasıdır. Aile içi psikolojik şiddetin cezası doğrudan bir suç kapsamında değerlendirilmemekle birlikte, davranışa göre oluşan suç çerçevesinde cezalandırılmaktadır.
3- Cinsel Şiddet, mağdurun rızası dışında cinsel davranışlara zorlanması, cinsel saldırıya veya tacize maruz bırakılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı (m. 102) ve çocuğun cinsel istismarı (m. 103) suçları kapsamında ağır yaptırımlara tabi tutulmuştur.
4- Ekonomik şiddet ise mağdurun ekonomik özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik eylemleri ifade etmektedir. Çalışmasının engellenmesi, gelirine el konulması, ihtiyaçlarının karşılanmaması, borçlandırılması veya ekonomik kaynaklara erişimin engellenmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu tür şiddet, doğrudan bir ceza normu altında düzenlenmemekle birlikte, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirlere konu olabilmektedir.

Aile İçi Şiddetin Cezası Nedir?
Aile İçi Şiddetin Cezası Nedir?
Fiziksel şiddet:
Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.
Yine aynı şekilde TCK m.86/3,a gereği; kasten yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kanun maddesinden de açıkça görüldüğü üzere, annenin yahut babanın çocuğa karşı uyguladığı şiddetin cezası, eşe karşı fiziksel şiddetin cezasının kanunda nitelikli hal olarak düzenlendiği ve daha ağır bir yaptırıma tabi tutulduğu görülmektedir.
Psikolojik şiddet:
- Tehdit (TCK m. 106) → 6 aydan 2 yıla kadar hapis.
- Hakaret (TCK m. 125) → 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası.
Cinsel şiddet:
- Cinsel saldırı (TCK m. 102)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.
(3) Suçun;
- a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
- d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte
- e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
- Çocuğun cinsel istismarı (TCK m. 103)
Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır.
Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
- a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
- d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
- e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Ekonomik şiddet:
- Doğrudan TCK’da düzenlenmemiştir. Ancak 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma tedbirleri (evden uzaklaştırma, tedbir kararları) uygulanabilir.
Evlilikte Şiddet Sebepleri
Evlilik birliğinde şiddet, yalnızca bireyler arasındaki anlaşmazlıkların sonucu olarak değil; toplumsal, ekonomik, kültürel ve psikolojik etkenlerin birleşmesiyle ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur. Şiddetin ortaya çıkmasında en önemli sebeplerden biri ne yazık ki güç ve kontrol arayışıdır. Şiddet faili, evlilik birliği içinde üstünlük kurma, eşini baskı altında tutma ya da onu kontrol etme amacıyla şiddete başvurabilmektedir. Günlük hayatta karşılaştığımız durumlara ilişkin olarak alkol ve madde kullanımı, ekonomik sorunların da şiddet ile sonuçlandığını görmekteyiz. Zira işsizlik, gelir yetersizliği aile içi çatışmaları artırmakta ve çoğu zaman da şiddeti tetikleyici bir unsur haline gelmektedir. Yine aynı şekilde alkol ve madde kullanımı neticesinde kişi, davranışlarını kontrol etme yetisini zayıflatarak şiddet fiillerine zemin hazırlamaktadır. Bu hususların hiçbiri şiddeti haklı çıkarmamakta olup, günümüzde gözlemlenen hususlar aktarılmıştır.

Evlilikte Şiddet Görünce Ne Yapılmalı?
Evlilikte Şiddet Görünce Ne Yapmalı?
Evlilik içerisinde şiddete maruz kalan kişilerin önceliği, güvenliklerini sağlamak ve resmi makamlara başvurmaktır. Bu kapsamda mağdur; polis merkezleri, jandarmalar, Cumhuriyet Savcılıkları, belediyeler veya kadın dayanışma kuruluşlarına müracaat edebilir. Ayrıca, devlet tarafından hizmet veren Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da destek alınabilecek kurumlardandır.
Şiddet fiili sonrasında, mümkün olduğu ölçüde ve sağlık durumuna uygun olarak, mağdurun darp raporu alması önemlidir. Bu rapor hem cezai süreçlerde hem de aile mahkemelerindeki koruma taleplerinde güçlü bir delil niteliği taşıyacaktır.
Acil durumlarda evden çıkmak mümkün değilse, mağdurlar 155 Polis hattından faydalanabileceklerdir.
Öte yandan, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddet mağdurlarına kapsamlı koruma sağlamaktadır. Bu Kanun çerçevesinde hakimden talep edilebilecek tedbirlerden bazıları şunlardır:
- Şiddet uygulayanın konuttan uzaklaştırılması,
- Failin mağdurla iletişime geçmesinin yasaklanması,
- Ev, işyeri veya diğer yaşam alanlarına yaklaşmasının engellenmesi,
- Mağdurun kimlik ve adres bilgilerinin gizlenmesi,
- Gerekli görülen hallerde polis koruması sağlanması,
- Mağdur lehine geçici velayet veya nafaka kararı verilmesi,
- Geçici maddi yardım
- Müşterek konuta aile konutu şerhi konulması.
Evlilikte Şiddete Karşı Mahkeme Kararı Uyarınca Alınacak Tedbirler
6284 Sayılı Kanun gereği, alınacak tedbirler; önleyici ve koruyucu tedbirler olmak üzere iki grupta incelenmektedir.
- Koruyucu Tedbirler (Mağdur Lehine)
Şiddet mağdurunu korumaya ve güvenliğini sağlamaya yönelik kararlardır. Hakim, mağdurun başvurusu üzerine şu tedbirlere hükmedebilir:
- Mağdurun ve varsa çocuklarının güvenli bir yere yerleştirilmesi,
- Geçici olarak barınma imkanı sağlanması,
- Mağdurun kimlik ve adres bilgilerinin gizlenmesi,
- Gerektiğinde mağdura geçici maddi yardım yapılması,
- Eğitim, sağlık, kreş ve benzeri destek hizmetlerinin sağlanması.
- Önleyici Tedbirler (Fail Aleyhine)
Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişiye yönelik, mağduru korumaya ve yeni şiddet eylemlerinin önüne geçmeye yönelik kararlardır. Hakim, şu önlemleri alabilir:
- Şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması ve müşterek konuta yaklaşmasının yasaklanması,
- Çocukla kurulan kişisel ilişkinin sınırlandırılması, refakatçi eşliğinde yapılması ya da tümden ortadan kaldırılması kararı,
- Failin mağduru telefon, mesaj veya başka iletişim araçlarıyla rahatsız etmesinin yasaklanması,
- İzin verilmiş olan bulundurma ve taşıma hakkına rağmen silahın kolluğa teslim edilmesi,
- Gerekirse failin tedavi altına alınması.
- Tedbir Kararlarının Niteliği
- Bu kararlar, Aile Mahkemesi hakimi tarafından verilir ve çoğunlukla ivedi şekilde alınır.
- Hakim, mağdurun delil sunmasını beklemeden yalnızca beyanı üzerine dahi koruma kararına hükmedebilir.
- Karara uymayan failler hakkında zorlama hapsi uygulanır. (3 günden 10 güne kadar; tekrarında 15 günden 30 güne kadar).
Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?
Uzaklaştırma kararı, 6284 sayılı Kanun kapsamında, şiddet mağdurunu korumak amacıyla mahkeme tarafından “ivedilikle” verilen bir karardır. Bu karar, şiddet uygulayan şahsın, mağdurun konutuna yahut yaşam alanına yaklaşmasını engellemekte ve gerekirse evden uzaklaştırılmasını sağlamaktadır.
- Başvuru Yolu
Şiddet mağduru, doğrudan Aile Mahkemesi’ne başvurarak uzaklaştırma talebinde bulunabilecektir.
Başvuru sırasında darp raporu, tanık beyanları, mesaj, ses kaydı veya diğer deliller sunulabilse de Kanun gereği hakim, mağdurun beyanını yeterli görerek de tedbir kararı verebilir.
- Kararın Süresi ve Yenilenmesi
Sıklıkla aldığımız bir soru da uzaklaştırma kararının süresidir. Uzaklaştırma kararı süresiz değildir. Süreyi hakim somut olayın koşullarına göre belirlemektedir. Kimi zaman 1 ay, kimi zaman 3 aydır. Süre sonunda hakim, başvuru üzerine kararı uzatabilir veya kaldırabilir.
- Karara Uyulmaması Durumu
Uzaklaştırma kararı verildikten sonra karar ivedilikle faile tebliğ edilir. Kararın tebliğ tarihinden itibaren uzaklaştırmaya ilişkin süre işlemeye başlar. Bu noktada;
Uzaklaştırma kararına aykırı davranan fail hakkında zorlama hapsi uygulanır:
– İlk ihlalde 3–10 gün,
– Tekrarlayan ihlallerde 15–30 gün hapis cezası.
Sonuç olarak, evlilik ve aile içi ilişkilerde şiddet, mağdurun cinsiyetine bakılmaksızın Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında ciddi yaptırımlara tabidir. Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet fiilleri ayrı başlıklar halinde değerlendirilmekte, failin eylemi ve mağdurun durumu dikkate alınarak ceza miktarı belirlenmektedir. Şiddet mağdurları, darp raporu alarak, doğrudan mahkemeye başvurarak veya kolluk kuvvetleri aracılığıyla şikâyette bulunarak hem cezai soruşturmanın başlatılmasını sağlayabilir hem de 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler talep edebilirler. Bu tedbirler, mağdurun güvenliğini sağlamak, failin mağdura yaklaşmasını engellemek ve şiddetin tekrarlanmasını önlemek amacıyla uygulanmaktadır. Dolayısıyla, şiddete maruz kalan her birey, haklarını kullanmaktan çekinmeden resmi mercilere başvurarak hem kendisini hem de varsa çocuklarını koruma altına alabilecektir.