Meslek Hastalığı Nedeniyle Tazminat Davası

Meslek Hastalığı Nedir?

Meslek hastalığı, bir çalışanın işyerindeki çalışma koşulları, işin doğası veya yaptığı iş nedeniyle sürekli maruz kaldığı zararlı etkenler (kimyasal maddeler, gürültü, fiziksel yükler vb.) sonucunda gelişen sağlık sorunlarını ifade eder. Bu hastalıklar, işin yürütülmesi sırasında veya işyerindeki çevresel faktörlere bağlı olarak zamanla ortaya çıkar ve çoğunlukla uzun vadeli, kronik sağlık sorunlarına yol açar.

Meslek Hastalığının Şartları Nelerdir?

Meslek hastalığının kabul edilebilmesi için bazı şartların sağlanması gerekir:

  1. İşle İlişki: Hastalığın, çalışanın yaptığı işle veya işyerindeki çalışma koşullarıyla doğrudan ilişkili olması gerekir. Yani, işyerinde uzun süre boyunca maruz kalınan zararlı etkenler (örneğin kimyasal maddeler, yüksek ses, ağır fiziksel yükler) hastalığın gelişimine neden olmalıdır.
  2. Zararlı Etkenlere Sürekli Maruz Kalma: Çalışan, işyerinde belirli zararlı etkenlere uzun süreli ve düzenli olarak maruz kalmalıdır. Örneğin, kimyasal maddelere sürekli olarak maruz kalmak, gürültüye veya aşırı sıcak/soğuk koşullara uzun süre çalışmak meslek hastalığına yol açabilir.
  3. Hastalıkların Belirgin Olması: Hastalık, iş koşulları ile ilgili bir süre sonra gelişen belirgin sağlık sorunları olmalıdır. Yani hastalıkların işyerindeki risklerle bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkması gerekmektedir.

Kanunen Hangi Durumlar Meslek Hastalığı Sayılır?

Türk İş Hukuku’na göre, belirli hastalıklar meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu‘na göre meslek hastalığı sayılabilecek bazı durumlar şunlardır:

  1. Fiziksel Etkenler: Yüksek gürültü, titreşim, aşırı sıcaklık, radyasyon gibi etkenlere uzun süre maruz kalma sonucunda gelişen hastalıklar (örneğin işitme kaybı, cilt hastalıkları).
  2. Kimyasal Etkenler: Kimyasal maddelere maruz kalma sonucu ortaya çıkan hastalıklar (örneğin meslek kaynaklı kanser, akciğer hastalıkları, deri hastalıkları).
  3. Biyolojik Etkenler: İşyerinde biyolojik ajanlara (bakteriler, virüsler, mantarlar vb.) maruz kalma sonucu gelişen hastalıklar (örneğin enfeksiyon hastalıkları).
  4. Psiko-sosyal Etkenler: Aşırı stres, uzun çalışma saatleri, psikolojik şiddet ve yoğun iş yükü gibi etkenlere bağlı gelişen ruhsal hastalıklar (örneğin depresyon, anksiyete).
  5. Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları: Ağırlık kaldırma, tekrarlayan hareketler ve kötü duruş nedeniyle oluşan kas-iskelet hastalıkları (örneğin bel fıtığı, tendonit).

Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK), çalışanın meslek hastalığına yakalandığını doğrulamak için sağlık raporu talep eder. Eğer hastalık, işin niteliği ve çalışma koşullarıyla ilgiliyse, tazminat talepleri ve sigorta hakları devreye girer.

Meslek Hastalığının Tespiti

Meslek hastalığına uğrayan işçinin, önce meslekteki güç kayıp oranının doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Bu oran, işçinin SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı ve bağlanacaksa miktarı ile meslek hastalığı nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında talep edilecek tazminatın miktarını doğrudan etkiler. Bu nedenle, meslek hastalığı nedeniyle güç kayıp oranının doğru bir şekilde tespit edilmesi büyük önem taşır.SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları, örneğin Sağlık Devlet üniversitesi hastaneleri tarafından usulüne uygun bir şekilde düzenlenen sağlık kurumu raporları ve dayanak tıbbi belgeler incelenerek SGK Sağlık Kurulu tarafından meslek hastalığı ve maluliyet oranı belirlenecektir. Bu süreçte, iş avukatı desteği almak, tespitlerin doğru yapılması ve haklarınızın savunulması açısından büyük önem taşır.

SGK, gerektiği durumlarda işyerindeki çalışma koşullarını ve bunlara bağlı tıbbi sonuçları ortaya koyan denetim raporlarını inceleyerek, meslek hastalığı ve maluliyet oranını yeniden değerlendirebilir. Bu durumda, iş avukatı, sürecin doğru bir şekilde ilerlemesini sağlamak için hukuki rehberlik verebilir.

Meslek hastalığının tespiti ve maluliyet oranının belirlenmesi sürecinde, SGK Sağlık Kurulu tarafından yapılan değerlendirmelere karşı itiraz edilebilir. İtiraz, SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na yapılabilir. Yüksek Sağlık Kurulu’nun verdiği karar, SGK için bağlayıcı olsa da, bu karar diğer ilgililer açısından bağlayıcı değildir. Bu durumda, Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi ve gerekli incelemenin Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yapılması mümkündür.

Eğer SGK, işçinin yaşadığı olayın meslek hastalığı olduğuna karar vermezse, meslek hastalığının tespiti amacıyla dava açılabilir. Bu dava, iş mahkemesi tarafından yürütülür. Meslek hastalığının tespiti davasında, hem işveren hem de SGK’ya karşı dava açılması gerektiği için, süreç profesyonel bir hukuki destekle takip edilmelidir. İş avukatı, her iki tarafla da mücadelenin doğru bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.

 

Meslek Hastalığı İçin Zamanaşımı Süresi Nedir?

Meslek hastalığına bağlı tazminat ve diğer hakların talep edilmesi için zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre, meslek hastalığının tanısının konduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Yani hastalık teşhis edildikten sonra, tazminat ve diğer taleplerin yapılabilmesi için 10 yıl içinde dava açılmalıdır.

Eğer bu süre içinde herhangi bir başvuru yapılmazsa, hak düşürücü süre nedeniyle tazminat talepleri reddedilebilir. Ancak, hastalığın tanısı geç konmuşsa, zamanaşımı süresi tanı konduktan sonra başlar.

Dolayısıyla, meslek hastalığına yakalanmışsanız, ne kadar tazminat alabileceğiniz ve hangi haklara sahip olduğunuz konusunda zamanaşımı süresine dikkat etmeniz önemlidir. 10 yıl içinde hukuki adımlar atılmadığı takdirde, tazminat haklarınız sona erer.

 

Previous İŞ YERİNDE KALP KRİZİ GEÇİRMEK İŞ KAZASI SAYILIR MI?

Leave Your Comment