Vasi Nedir? Vasinin Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?

Vasinin Görevleri ve Sorumlulukları

Vasinin görevleri ve sorumlulukları hususu uygulamada oldukça sık karşımıza çıkmaktadır. Vasi, hukuki anlamda, fiil ehliyeti kısıtlanmış ya da küçük olan bir kişinin haklarını koruyan, onun yerine hareket eden kişidir. Bu kişi, genellikle mahkeme tarafından atanır ve görevi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını yönetmek, günlük yaşamını düzenlemek ve hukuki işlemlerini gerçekleştirmektir. Vasi, aynı zamanda, vesayet altındaki kişinin çıkarlarını en iyi şekilde savunmak ve onu zarara uğratmamakla yükümlüdür.

Vasi kavramı, mahkeme tarafından atanan gerçek kişi için kullanılan bir kavram iken; vesayet kavramı nedir, ona da değinmek gerekmektedir. Vesayet kurumu, on sekiz yaşını doldurmamış kişiler veya fiil ehliyetine sahip olmayan kişiler için oluşturulmuş bir düzenlemeyi ifade etmektedir. Bu kurum, vesayet altındaki bireylerin haklarının korunması amacıyla kamu görevine dayalı bir sorumluluk taşımaktadır. Vasi ise, bu görev kapsamında, vesayet altındaki kişiyle olan hukuki bağlamda ona karşı sorumlu olup, tüm işlemleri onun adına yapma yetkisine sahip olan kişidir.

Vasinin başlıca görevi, vesayet altındaki kişinin tüm haklarını ve malvarlığını korumak, onun çıkarlarını en iyi şekilde savunmak ve gereksiz zararların oluşmasını engellemektir. Vasi, mahkeme tarafından atanarak, her türlü malvarlığı işlemi ve kişisel ihtiyaca yönelik faaliyetlerde bulunabilmektedir. Vasinin yetkileri, yalnızca malvarlığını yönetmekle sınırlı değildir. Aynı zamanda, vesayet altındaki kişinin kişisel haklarını savunmak, onun adına hukuki işlemleri gerçekleştirmek gibi sorumlulukları da bulunmaktadır.

 

Vasinin Görevleri ve Sorumlulukları Nelerdir?

Vasinin Görevleri ve Sorumlulukları Nelerdir?

 

Vasi Nelerden Sorumludur?

Vasinin en temel sorumluluğu, vesayet altındaki kişinin haklarını, malvarlığını ve çıkarlarını korumaktır. Bu sorumluluk, çok yönlü bir şekilde yerine getirilmelidir. Vasinin en önemli görevlerinden biri, vesayet altındaki kişinin malvarlığını dikkatlice yönetmek ve bir kayıt defteri tutmaktır. Vasinin kayıt defteri tutma yükümlülüğü, vesayet altındaki kişinin mal varlığı olup olmadığına göre değişkenlik göstermektedir. Eğer kişi herhangi bir mal varlığına sahip değilse, defter tutma yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.

Vasi, bazı işlemleri yerine getirirken mutlaka vesayet makamından onay almak zorundadır. Bu işlemler arasında taşınmazların alım satımı, borç verme veya alma, çeki senetle borçlanma, kira sözleşmesi yapma, miras işlemleri ve sigorta gibi önemli konular yer almaktadır. Ayrıca, vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi veya eğitim ve sağlık gibi önemli konularda kararlar alınırken de vesayet makamının izni gerekmektedir.

Bazı özel durumlarda, sadece vesayet makamının onayı değil, aynı zamanda denetim makamından da izin alınması gerekebilmektedir. Bu durumlar, vesayet altındaki kişinin evlat edinilmesi, bir ülkenin vatandaşlığına geçiş, miras kabulü ya da reddi gibi önemli hukuki işlemleri kapsamaktadır.

Vasinin Yetkileri Nelerdir? 

Vasinin yetkileri ve sorumlulukları, yalnızca vesayet altındaki kişinin mal varlığını yönetmekle sınırlı değildir. Vasi, aynı zamanda o kişinin haklarını, yaşamını ve geleceğini korumakla sorumlu olan kişidir. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi, çok sayıda yönetimsel ve hukuki yükümlülük içermektedir.

  1. Vasi, görevine başlar başlamaz vesayet altındaki kişinin malvarlığını titizlikle kayıt altına almalıdır. Bu işlem, vesayet altındaki kişinin akli yetilerinin yerinde olması halinde onun bilgisi dahilinde yapılacaktır. Bu defter gerek hukuki gerekse mali açıdan büyük önem taşımaktadır.
  2. Vasi, vesayet altındaki kişiye ait değerli evrakları ve eşya türlerini güvenli bir ortamda saklamakla yükümlüdür. Bu eşyalar, vesayet makamının denetimi altında tutulmakta ve herhangi bir kayıp veya zarar görmemesi için özel önlemler alınmaktadır.
  3. Vesayet altındaki kişinin taşınır mallarının satışı, ancak kişinin menfaatine uygun olduğunda ve vesayet makamının onayıyla yapılabilmektedir. Özellikle taşınmazlar dışındaki eşyalar, gerek duyulursa açık artırma usulüyle satılabilmektedir. Ancak, bazı durumlarda düşük değerli taşınırların satışında pazarlık usulü de uygulanabilir.
  4. Vesayet altındaki kişinin malvarlığı üzerinde çok etkisi olmayan paralarına ilişkin olarak, bu paralar devletin güvenli yatırım araçlarına yönlendirilmektedir. Paraların yatırılması, vesayet makamının denetiminde yapılmakta ve vasi, bu yatırımların herhangi bir şekilde geciktirilmesi halinde, oluşan faiz kaybını tazmin etmekle sorumlu olmaktadır.
  5. Vesayet altındaki kişinin malvarlığında bir ticari ya da sanayi işletmesi varsa, vasi bu işletmeyi yönetme ya da gerekli durumlarda tasfiye etme yükümlülüğüne sahiptir. Bu süreç, vesayet makamının talimatları doğrultusunda yürütülmektedir.
  6. Taşınmaz malların satışı ise yalnızca vesayet altındaki kişinin çıkarları doğrultusunda ve vesayet makamının izniyle yapılabilir. Satış işlemi, mahkeme onayı ile gerçekleştirilmekte ve satış kararının ardından birkaç gün içinde onama işlemi tamamlanmaktadır
  7. Vasi, vesayet altındaki kişiyi tüm hukuki işlemlerinde temsil edecektir. Bununla birlikte, vasi, vesayet altındaki kişinin görüşlerini de dikkate alarak karar vermelidir. Kişi, görüşlerini belirleyebilme yeteneğine sahipse, vasi, bu görüşleri dikkate alarak hareket etmek zorundadır.
  8. Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını yönetirken düzenli olarak hesap tutmalıdır. Bu hesaplar, belirli aralıklarla vesayet makamına sunulmalı ve her yıl en az bir kez denetlenmelidir. Ayrıca, vesayet altındaki kişi de malvarlığıyla ilgili işlemlerde aktif bir şekilde yer alabiliyorsa, hesap incelemelerinde de bulunmalıdır.

Bir vasi, yukarıdaki sorumluluklarını yerine getirmezse veya görevini ihmal ederse, görevden alınabilecek ve yerine başka bir vasi atanabilecektir. Vesayet makamı, vasinin görevlerini yerine getirmemesi veya kötüye kullanması gibi durumlarda, vasisini görevden alma yetkisine sahiptir. Vasinin görevini savsaklaması, geciktirmesi, kötüye kullanması ya da borçlarını ödeyememesi gibi durumlar, görevden alınma için yeterli nedenlerdir.

Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinin 2. fıkrasında, vasinin suç işlemesi durumunda cezai sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, bir kişi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını yöneterek suç işlerse, suçluya bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve üç bin güne kadar adli para cezası verilebilir.

Vasi Ne Yapar Ne Yapamaz?

Yukarıda vasinin sorumlulukları ve yetkilerinden detaylıca bahsetmiştik. Bu başlıkta ise vasinin Türk Medeni Kanunu uyarınca hangi işlemleri yapamayacağına değineceğiz.

Vasinin, görev ve sorumluluklarını yerine getirirken, aynı zamanda Türk Medeni Kanunu’na göre yapamayacağı bazı işlemler de vardır. Bu işlemler hem vasinin yetkilerinin sınırlarını belirlemekte hem de vesayet altındaki kişinin haklarını, malvarlığını ve menfaatlerini koruma amacı taşımaktadır. Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen yasaklı işlemler, vasinin çıkar çatışması yaşamadan, vesayet altındaki kişiye zarar vermemesi için özel olarak düzenlenmiştir. Bu yasaklar, vasinin yaptığı her işlemde dikkat etmesi gereken kurallardır. Bunlar şunlardır:

  1. Vesayet Altındaki Kişi Adına Kefil Olmak

Vasi, vesayet altındaki kişinin haklarını korumakla yükümlü olduğu için, o kişinin adına kefil olma yetkisine sahip değildir. Kefil olmak, borçların ödenmemesi durumunda kefilin borçlu yerine ödeme yapmakla yükümlü olmasını ifade etmektedir. Bu tür bir işlem, vesayet altındaki kişinin malvarlığını riske atabileceğinden vasinin bu tür riskli bir sorumluluğu üstlenmesi mümkün değildir.

  1. Vesayet Altındaki Kişi Adına Vakıf Kurmak

Yine Türk Medeni Kanunu uyarınca vasi, vesayet altındaki kişi adına vakıf kuramayacaktır. Bir vakıf kurmak, genellikle belirli bir amaca hizmet etmek için malvarlığını bağışlamayı gerektirmekte ve bu durum vesayet altındaki kişinin menfaatleriyle çelişebilmektedir. Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını ve haklarını koruma görevine sahipken, bu tür önemli kararları tek başına alması hukuki olarak da uygun değildir. Dolayısıyla, vasi, vesayet altındaki kişinin adına vakıf kurma yetkisine sahip değildir.

  1. Vesayet Altındaki Kişi Adına Önemli Bağışlarda Bulunmak

Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını, onun çıkarlarını ve menfaatlerini göz önünde bulundurarak yönetmelidir. Bu bağlamda, vesayet altındaki kişi adına önemli miktarda bağış yapmak da yasaklanmıştır.

Türk Medeni Kanunu, bu tür bağış işlemlerini yasaklayarak, vasinin yalnızca vesayet altındaki kişinin çıkarlarını korumasını ve onun adına herhangi bir mali kayıp oluşturacak işlemlerden kaçınmasını sağlamaktadır. Bağış yapma yetkisi, bir mal varlığının önemli bir kısmının kaybedilmesi anlamına gelebileceğinden, vasi için bu tür bir işlemde bulunmak hukuken uygun değildir.

 

Vasilik Nasıl Alınır? Şartları Nelerdir?

Vasilik Nasıl Alınır? Şartları Nelerdir?

Vasilik Nasıl Alınır?

Yaşlılar, engelli raporu olan kişiler ve diğer kısıtlı adaylarının bakımını üstlenecek ve malvarlıklarını yönetebilecek bir vasi tayini için, kişinin sağlık durumu hakkında rapor alınarak mahkemeye başvurulur. Mahkeme, kişinin akıl sağlığını ve karar verme yeteneğini değerlendirerek en uygun vasi adayını belirler. Vasi adayları genellikle aile üyeleri arasında seçilir, ancak kamu kurumları da başvurabilir. Vasi, atanacağı kişilerin çıkarlarını koruyacak ve bakımını sağlayacak şekilde atanır. Mahkeme, başvuruyu değerlendirebilmek için öncelikle kısıtlı kişinin sağlık durumunu belirleyecek bir rapor aldırır. Bu rapor, kısıtlılığın seviyesi ve kişinin kendi çıkarlarını savunma kabiliyeti hakkında bilgi verir. Raporun sonuçlarına dayanarak mahkeme, vasi atanmasına karar verir.

Vasi Olma Süreci ve Yetkili Makam

Vasi atanabilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesi karar vermekte ve bu karar, yasal anlamda bağlayıcılık teşkil etmektedir. Diğer bir deyişle kısıtlı kişi, kendi isteğiyle vasi tayin edemeyecektir. Genellikle mahkeme, kısıtlı adayının en yakın akrabalarından, örneğin bir anne veya babadan, ya da kişinin kendisinin önerdiği kişiden vasi tayini yapmaktadır. Mahkeme, kişinin en iyi şekilde korunmasını ve çıkarlarının güvence altına alınmasını sağlamak için en uygun kişiyi belirlemeye çalışmaktadır.

Vasi Olmak İçin Hangi Şartlar Aranır?

Vasi olabilmek için belirli şartlar vardır ve bu şartların yerine getirilmesi gerekir:

  1. Yakın Akraba Olma: Kısıtlı kişinin en yakın akrabalarından biri, örneğin anne, baba, kardeş ya da başka bir aile üyesi, vasi olarak atanabilir.
  2. Malvarlığını Yönetme Yeteneği: Vasi olacak kişi, kısıtlı bireyin mallarını doğru bir şekilde yönetme, bakımını sağlama ve güvenliğini temin etme kapasitesine sahip olmalıdır. Bu kişi gerek finansal gerekse kişisel kararlar alırken sağduyulu, dikkatli ve güvenilir olmalıdır.
  3. Mahkemeye Sunulacak Deliller: Mahkeme, vasi ataması için başvuruda bulunan kişinin, neden vasilik görevini üstlenmesi gerektiğiyle ilgili delilleri görmelidir. Bu deliller, başvuran kişinin kısıtlıya karşı olan ilişkisini, uygunluğunu ve vasilik görevini yerine getirme kabiliyetini gösteren belgelerden oluşmalıdır.

Boşanma Davasında Vasinin Görevi 

Türk Medeni Kanunu’nun 462. Maddesinin 8. Fıkrası, vasinin dava açabilme yetkisini sınırlamaktadır olup bu bağlamda önemli bir düzenleme teşkil etmektedir. Buna göre, vasi olarak atanmış kişi, belirli hukuki işlemleri gerçekleştirmeden önce vesayet makamından izin almak zorundadır. Özellikle boşanma davaları söz konusu olduğunda, vasinin boşanma davası açma yetkisi doğrudan kendisine verilmiş değildir. Vasi, vesayet altındaki kişinin çıkarlarını korumakla yükümlü olduğu için, boşanma gibi önemli bir hukuki işlemde, vesayet makamından önceden izin alması gerekmektedir. Bu düzenleme, vesayet altındaki kişinin kişisel haklarının, özellikle aile hukuku alanındaki kararlarının, vesayet makamının denetimi altında ve uygun şekilde yönetilmesini amaçlamaktadır. Vasi, yalnızca vesayet makamının onayıyla, boşanma davası gibi kişinin hayatını etkileyebilecek ciddi bir adım atabilecektir.

Vasinin Borçtan Sorumluluğu

Vesayet altındaki kişinin borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı, genellikle mahkeme kararıyla belirlenmektedir. Borçlanma durumunda, vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine sahip olup olmaması büyük önem taşımaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, fiil ehliyeti olan bir kişi, kendi eylemleriyle hak kazanabilmekte ve borçlanabilmektedir. Ancak, vesayet altındaki kişi akıl hastalığı, zayıflığı veya başka sebeplerle fiil ehliyetine sahip değilse, yaptığı borçlanma işlemleri geçersiz sayılabilecektir. Bu durumda, mahkeme, vesayet altındaki kişinin borçlarını hükümsüz sayarak, vasisinin sorumluluğuna karar verebilecektir. Vasi, vesayet altındaki kişinin borçlarıyla ilgili kesin bir sorumluluk taşımayabilir, ancak bu husus yukarıda da değinildiği üzere tamamen mahkemenin değerlendirmesine ve kişinin fiil ehliyetine sahip olup olmadığına bağlıdır.


Sonuç olarak, vasinin görevleri ve sorumlulukları, vesayet altındaki kişiyi korumak ve onun çıkarlarını savunmak için büyük bir öneme sahiptir. Vasi, yalnızca malvarlığını yönetmekle kalmaz, aynı zamanda kişisel hakları ve yaşamını da korumakla yükümlüdür. Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen sınırlar doğrultusunda, vasi bazı işlemleri yalnızca vesayet makamının onayı ile gerçekleştirebilir. Bu kurallar, vesayet altındaki kişinin haklarının ihlal edilmemesi ve en iyi şekilde korunması için büyük önem taşır.

 

Previous Yaş Düzeltme Davası

Bir yorum bırakın!